İlk seni gördüm Sevilla=)

Barcelona günlerimizden sonra istikamet Sevillaydı. Akşam 11:30 da uçağa binip Sevillaya doğru gittik.. Sevilla'ya her gittiğimde içimi bir heyecan kaplar. Orada doğduğumdan ve küçüklüğümün orada geçmesinden kaynaklanıyor belki de. Ayrı bir kokusu var bu şehrin... İnsanların sıcaklığı bütün şehre yansımış sankii.. Kendimi öyle güvende hissediyorum ki bu şehre geldiğimde.

Gece 01.00 gibi vardık.. İspanya'da ailemin evinde kaldık. Ancak Sevilla'ya giderseniz Giralda yakınlarında kalmanızı tavsiye edebilirim. Tamamen merkezi bir yerde...


Sevilla'yı gezdirme işi bana düşmüştü.. Ee tabi bende bu şehri en güzel şekilde Yusuf ve Jessy'e göstermek istiyordum=)) Sabah hep birlikte kahvaltı için churros yemeye gittik. Churro'ları yemeden sakın dönmeyin:)

Daha sonra SEvilla turunu Plaza de Espana'dan başlattım.. Bu kocaman bir meydan .. Meydanı çevreleyen binalar şu anda belediyenin...( Sevilla İlk kez 1929 yılında düzenlenen ve sadece Latin Amerika ülkelerinin katıldığı ihracat fuarıyla baştan aşağı imar edilmiş.1929'dan bu yana ülkenin fuar merkezi olarak da adını duyurmuş. 1929 yılındaki bu ilk fuar kente eşsiz bir meydan kazandırmış. Bu da ‘‘İspanyol Meydanı’’( PLAZA DE ESPANA) .. Meydanda yer alan binayı çevreleyen yapay nehir İspanyolların ticaretle Atlantik Okyanusu'na açılışını simgelemekte...
Bilgiler:http://w3.gazi.edu.tr/~fnguler/ispanya/index.htm )

Cristof Colomb'da Amerika'yı keşfetmek için ilk SEvilla'dan çıkmıştı=)


Bu meydan ayrıca yuvarlak bir biçimde olup, duvarları da İspanya’nın şehirlerini simgeleyen seramiklerle süslü..



Burada bir sürü resim çektikten sonra meydanın tam karşısında kalan Parque Maria Luisa'ya gittik. Bu parkı isterseniz 4'lü bisikletlerle dolaşabilirsiniz. Biz öyle yaptık. Amerika Meydanı denen bölüme geldiğimizde bembeyaz güvercinler bizi karşıladı... NAsıl güzel bir manzara... Yem verdiğinizde de üstünüze geliyorlar. İnsanlardan korkmuyorlar... Orada resmen küçüklüğümüze döndük.. Bu kısma kesinlikle gidin!!!

Burayı gezdikten sonra SEvilla'nın nehrinin ( Guadalquivir) olduğu kısımdan çıkıp, dümdüz yürüdük.. NEhirden yürüdüğünüzde karşınıza Torre Del Oro ( Altın kule) çıkmakta...Gemilerin giriş çıkışını kontrol etmek için yapılmış. Kule biz gittiğimizde açık değildi... Ancak sonraki yıl tekrar Sevilla'ya gittiğimde açılmıştı. Girişi 2 Euro ve içinde deniz müzesi bulunmakta.. Girmenizi tavsiye ederim.. Biraz daha yürüdüğümüzde boğa güreşlerinin yapıldığı arenayı gördük.. 18 yydan kalma olan bu arena günümüzde de açık... Boğa güreşi seyretmek istiyorsanız hemen oradan bilet alabilirsiniz. https://www.plazadetorosdelamaestranza.com/
Bu siteden daha çok bilgi alabilirsiniz.


Bu Arenal bölgesini de bitirdikten sonra yukarı doğru yürümeye başladık.. Eskiden yahudilerin yaşadığı bölge olan Bario Santa Cruz'a doğru gittik. Burası tamamen dar sokaklardan oluşuyor.. Bu dar sokaklar Sevilla'nın sıcağından korunmak için bire bir... Bu sokaklarda küçük küçük cafeler bulunmakta.. Ayrıca geceleri de flamenko gösterileri yapılıyor..

Burayı da dolaştıktan sonra Avrupanın 3. büyük katedrali olan Sevilla Katedraline geldik.. Sevilla Katedralinin içinde Cristof Colomb'un mezarı da bulunmakta... Daha sonra KAtedralin tam yanında olan Giralda adındaki çan kulesine çıktık.. Tam 40 kat çıkmanız gerekiyor.. Vardığımızda nefes nefese kalmıştık. Ancak göreceğiniz manzara buna değiyor..


Zamanımız kalmadığı için Katedralin tam karşısında olan Alcazar sarayını gezmedik... Aslına bakarsanız da çok bir şey kaybetmediler. Bu saray Arap emirleri tarafından inşa ettirilmiş.. Bahçeleri gerçekten güzel. Ancak sarayın içi benim zaten hoşuma gitmemişti... Buraya giriş 6 Euro


Neyseee Akşam teyzemlerde güzel bir ziyafet olduğu için gece başka bir yere gitmedik... Ancak gitmek istersenizz Aqua diye ünlü bir bar bulunmakta. Gerçi İspanya' da bar denilince sadece içkinin içildiği yerler olarak bilinmekte. Aqua tam anlamıyla diskotek.. Yemek yeri olarakta San MArco'ya gitmenizi tavsiye ederim. 20-25 Euroya çıkabilirsiniz... Ayrıca Bario Santa Cruzda da çok güzel restorantlar bulunmakta.


2.gün kendimizi alışverişe attık. Sevilla'da Barcelona gibi tam bir alışveriş cenneti... Katedralin hemen yan kısmına doğru gittiğinizde Calle Sierpe ve Calle Tetuan'ı göreceksiniz. Bizde bu sokaklara doğru gittik. Bunlar upuzun 2 sokak... ve arabalar geçemiyor... Mağazalar kocaman...
Daha sonra 2. bir merkez olan Nervion'a gittik. Buraya gitmek istiyorsanız 32 numaralı otobüse binmeniz yeter ya da 1 senedir kullanımda olan metroya da binebilirsiniz. Biz gittiğimizde daha metro yoktu. Sevilla'da ulaşım artık çok kolay... Metro her yerden geçmekte. Gidecek olanlar bu konuda çok şanslı=))

NErvion da 2 tane alışveriş merkezi bulunmakta... Bir tanesi Nervion Plaza diğeri ise Meşhur El corte İngles... İkisine de girdik.. Nervion Plaza'nın tam arkasında da SEvilla stadı bulunmakta.. Sevilla'nın maçlarını seyretmek isterseniz burdan bilet alabilirsiniz=)))

Daha sonrda Quadalquivir nehrine doğru gitttik. Ordan Deniz bisikletine bindik ve bütün nehri gezdik=)))

Ve yine günümüz bittii.. Yusufun gitme vakti gelmişti.. Akşam Sevilla'nın tren istasyonuna gidip Yusuf'u uğurladık..=((( Jessy 2 gün daha benim yanımda kalacaktı... Ertesi günkü planımız günü birlik Cordoba'ya gitmekti... Biletleri tren istasyonundan aldık. Bilet fiyatı 35 Euro'ydu.. Hızlı trenle yarım saatte Cordoba'da olacaktık. Sabah 09.00'da yola çıkacak; akşam 21.00'da da dönecektik...

Daha fazla gününüz varsa İsla MAgica'ya gidin. Burası Looney Tunes eğlence parkından daha küçük;ama roller coaster'lar süper=))


Sevilla hakkında bilinmesi gerekenler:

== >Mozart'ın Don Juan ve Figaro'nun Düğünü ,Rossini'nin Sevilla Berberi ve Bizet'in Carmen adlı eserlerinin hikayeleri Sevilla'da geçmiş...

==>Ünlü İspanyol ressamları Velasquez ve Murillo da Sevilla'da doğmuş.
0 Responses